Inge ve Paul – Şiir Aşktır…

Corona[1]   Elimden yiyor yaprağını güz: dostuz biz. Zamanın kabuklarını soyuyoruz cevizlerden ve onlara gitmeyi öğretiyoruz: zaman kabuğuna dönüyor.   Aynada günlerden pazar, uyunuyor rüyada, ağızsa gerçekleri söylüyor.   Gözüm cinselliğine iniyor sevgilinin: bakışıyoruz, karanlık şeyler söylüyoruz birbirimize, afyon çiçeği[2] ve bellek gibi seviyoruz birbirimizi, midyelerin içindeki şarap gibi uyuyoruz, ayın kanlı ışımasındaki deniz gibi. [...]

Yazan |2022-02-12T10:24:43+00:0012 Şubat 2022|Uncategorized|

Birden Anladım, Eksik Olan Şiirdi Hayatımızda…

Çok düşündüm. İçinde bulunduğum bireysel ve toplumsal ruh halini hangi şair daha iyi anlar diye. Edip mi, Turgut mu?   “aslında buydu beni geliştiren, aşksızlık!.. aşksızlık büyütür beni yeni bir aşka doğru ve öyle sanıyorum ancak birkaç yıl sürer insanın sebepli umutsuzluğu”   Önce Turgut geldi. Açtı kapıyı, ruhumun elinden tuttu ve sakinleştirdi beni. Ama [...]

Yazan |2022-02-11T21:47:31+00:0011 Şubat 2022|Uncategorized|

“Sende Kalan Eşyalarım”

Dolabın kapağını her açtığımda gömleklerimin arasına sıkışmış yazlık elbiseni görüyorum, görmezden gelmeye çalışarak. O elbiseyi giyerken sırtından dökülen ipeğin hışırtısı… Hayranlıkla sana baktığımı bildiğin için yüzüne yerleşen çapkın umursamazlık… Seni bir daha dolabın önünde telaşla dolanıp, “Giyecek hiçbir şeyim yok!” diye söylenirken göremeyeceğim. Aradın ve bende kalan eşyalarını istedin. Kütüphanenin üstündeki küçük heykelcik, oturmuş ayak [...]

Yazan |2022-02-09T11:57:18+00:009 Şubat 2022|Psikoloji|

Artık Utanmıyorum!

İnsan yazdığı yazının nasıl bir etki yarattığını çoğunlukla bilemiyor, eğer okur onu herhangi bir yolla haberdar etme isteği ya da ihtiyacı duymazsa. Aslında tabii ki üç aşağı beş yukarı tahmin de edebiliyor, Türkiye’deki insan kalitesini bildiği için. Örneğin Adem ile Havva arasındaki ilişkiyi keyifli bir aydınlanma hikâyesi olarak anlatmaya çalıştığım bir yazımda, elma ağacını bilgi [...]

Yazan |2022-01-27T14:51:34+00:0027 Ocak 2022|Uncategorized|

Yalnızlık, Psikiyatri, Kaçma İsteği

3 gündür Türkiye Psikiyatri Derneği’nin bu sene İzmir’de düzenlediği Ulusal Psikiyatri Kongresi’ndeyim. Yazımı yazdığım şu an (cuma akşam üstü), bugünkü seminer ve konferansların bittiği ve insanların akşam için yaptıkları sosyal programlarına hazırlanmak üzere odalarına çekildiği saatler. Otelin yüzme havuzuna bakan terasında, kimisine uzaktan aşina olduğum, kimisini de hiç tanımadığım meslektaşlar, güneşin batarken ufukta yarattığı ışık [...]

Yazan |2022-01-26T13:35:05+00:0026 Ocak 2022|Psikoloji|

Ben Sende Oluyorum

İnsan niye özler? Bitmiş bir ilişki, yeniden başlamayacağını aklıyla anladığı bir birliktelik neden kalbini zorlar durur? Neden ötekini mutlu olabilmenin tek olasılığı olarak görür? Onun yokluğu neden bir dehşet duygusu uyandırır içinde? Her gün nasıl uyandığını, kahvaltısında ekmek kızartılmamışsa sinirlendiğini bildiğin insanın, aynı ritüeli sen olmadan da tekrarlıyor olması neden varoluşsal bir eksiklik duygusu yaratır? [...]

Yazan |2022-01-25T20:55:23+00:0025 Ocak 2022|Felsefe, Psikoloji|

Acil Durum Manifestosu

21. yüzyılın ilk çeyreği biterken adına uygarlık denen ne idiği belirsiz yaşama biçimi, postmodernizmin her şeyi ama evrensel olarak iyi diye bildiğimiz her şeyi hâlâ, yarar ve mutluluk adına yerle yeksan etmeye devam ediyor. Nietzsche’nin 19. yüzyıl Avrupa uygarlığını tanımlarken kullandığı terim olan ahlâkî dekadans ve onun sonucu ortaya çıkan, o zamandan beri bedenimizin bütün [...]

Yazan |2022-01-21T10:36:51+00:0021 Ocak 2022|Uncategorized|

Typus Melancholicus

Alman Psikiyatrist Hubertus Tellenbach, depresyona yatkın kişilik yapısını tanımlamak için Typus Melancholicus tanımını kullanır. Tellenbach, Heidelberg Üniversite Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nde yatarak tedavi gören 119 depresyon hastasının kişilik özelliklerini gözlemleyerek, depresyona yatkınlık yaratan melankolik özellikleri tanımlamıştır. Bu kişilik yapısını dört farklı boyutta ele alan Tellenbach, melankolik yapıdaki kişilerin tipik özelliklerini şöyle tanımlar: Düzen Endişesi: Kişiler arası [...]

Yazan |2021-12-21T08:06:17+00:0021 Aralık 2021|Psikoloji|

Caz Çağının Çılgın Kadını: Zelda Fitzgerald

Şaaşalı 1920’ler. Caz Çağı. Amerikan rüyasının temelinin atıldığı yıllar. Alkol yasağı ve su gibi tüketilen alkol. Kadınlara oy hakkının verilmesi. Zelda ve Scott’ın ilişkilerinin içine doğduğu dünya buydu. Göz alıcı bir çifttiler. Yakışıklı, yerinde duramayan, lükse ve şatafata en az edebiyata verdiği kadar değer veren, bazen edebiyatı lüks, şatafat ve ünü getirsin diye suistimal ediyor [...]

Yazan |2021-12-19T17:20:31+00:0019 Aralık 2021|Uncategorized|

Birey Olmak Neden Önemli?

Türkiye’de birçok çevrede, belli bir entelektüel düzeyde olan insanlar arasında bile birey olmak deyince hemen önyargılar devreye giriyor. Birey olmakla bireyci olmak birbirine karıştırılıyor sanırım. Daha çok Batı’ya ve Batılıya atfedilen “birey olma” vurgusuna karşı bir refleks gelişmiş gibi. Birey deyince, insani değerlerden uzaklaşan, bencil, benmerkezci, yalnızca kendi çıkarını düşünen insan geliyor akla. Birey olmaya [...]

Yazan |2021-01-06T14:40:57+00:006 Ocak 2021|Psikoloji|